Kayıtlar

2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

MİLLET VE MABET: YOZLAŞMA

Resim
             Millet ve Mabet yozlaşıyor ! Disiplin gevşeyip yozlaşma başladığında, masumiyet döneminde koruyuculuk niteliğini sağlayan tüm unsurlar tam tersi bir etki yaratırlar..                                                    -Victor Hugo Yozlaşma nedir ?  Yozlaşmanın kelime anlamı, bir şeyin gerçek özelliklerinden uzaklaştırılması ya da uzaklaşması şeklindedir. Başka bir ifade ile "özünden ayrılma", doğasındaki iyi şeyleri sonradan yitirmek anlamına gelen bir kelimedir. Herhangi bir şey, gerçeğine bağlı kalmadığında, aslından uzaklaştığında, özündeki iyi şeyleri kaybettiğinde yozlaşmış olur. Başka bir sözlük tanımında yozlaşma, iyi durumdan kötü duruma düşme, bozulma dejenere olma şeklinde tanımlanmıştır. Yozlaşma kaça ayrılır ?  1 . Kültürel yozlaşma,  2 . Toplumsal yozlaşma,  3 . Yönetsel yozlaşma (Adam Kayırmacılık: Nepotizm ve Kronizm, Siyasal Kayırmacılık (Yandaşlık, Partizanlık) ve Patronaj, Hizmet Kayırmacılığı, Gönül Yapma (Suvasyon) gi

ATASÖZLERİMİZ VE TEZATLAR

Resim
              Ata'dan Sözler Torun'dan Tezatlar "Büyükler: ‘Acele işe şeytan karışır.’ Derler.” Ne kadar doğru, ne kadar yanlış tartışılır. Bunun üzerine çok methiyeler dizilir.  Ataların zamanında acele işe şeytan karışırdı belki ama bizim zamanımızda ‘Şeytan'ın karıştığı işler’ acele olur... “Büyükler: ‘Acı söz insanı dininden çıkarır, tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır.’ Derler,” Doğru demiş büyükler. Acı söz insanı dininden çıkarır, tatlı söz de yılanı deliğinden çıkarır. hatta tam tersi de olur bunun. Mesela bizim buralarda devlet yöneticileri dahi acı söz söylemeden, sadece tatlı konuşarak insanı dinden eder, dinden çıkarırlar. Yılanlar da deliğinden çıkmaz. Acıdan sözleri de söylemediğimizden yılanlar rahatça koynumuzda gezerler... “Büyükler: ‘Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın.' Derler.” Benim kanaatimce bana dokunmayan yılan bin yaşamasın. Ne çektiysek bize dokunmayan yılanların gün geldiğinde insanlığa akıttığı zehirden çektik. Kendimizi d

ŞEYTAN'DAN ÜÇ TÜY

Resim
       Şeytan'dan Üç Tüy Düşerken !              ŞEYTAN'DAN ÜÇ TÜY              Bahçeden ince ince sesler geliyordu. Sanki bir şeyler çalıyordu. Yavaş yavaş yürümeye devam etikten sonra, genç adam kendini bir anda müzik resitali içinde buldu. Genç adamı gören aile fertleri resitali durdurdu. Etrafı bir anda büyük bir sessizlik kapladı. Herkesin gözü genç adamın üstündeydi. Kimdi bu genç delikanlı ? Herkes bu soruyu merak ediyordu. Evin söz sahibi saçları ağarmış ihtiyar bir adamdı. Genç adama sorular yönelmeye başlayacak gibiydi. İhtiyar biraz durdu, genç adamı süzdü. Sonra şöyle dedi: “Hayırdır genç adam, kimsin sen ?” delikanlı biraz bekledikten sonra, “ben selim” dedi. İhtiyar durur mu, sordu tekrardan: “Ne için buradasın, nasıl geldin buraya ?” dedi. Selim cevapladı; iş arıyorum Bay’ım. Uzak bir köyden geliyorum. Ailemi elim bir kazada kaybettim. Sonra sizin köşkü gördüm. Uzaklara gidiyordum. Lakin gitmek için hiçbir şeyim yok. Elimde avucumda ne varsa kaybettim