Atalar'ın kemikleri sızlıyor !
Uzun yıllardır üzerinde yaşadığımız bu topraklar yüzlerce medeniyete misafirlik etmiş, onlarca millete ekmek yedirmiştir. 1071 malazgirt ile birlikte biz Türklere yurt olmak için kapılarını açmıştır. Lakin üzerinde yaşadığımız bu topraklar sadece bir cennet değil aynı zamanda bizlere cehennemde olmuştur. Peki bizlere nasıl cehennem edildi bu yerler ? Gelin sizlerle bu hale gelmemize sebep olan her konuyu farklı başlıklar altında birer birer inceleyelim...
kültürümüz yalan oldu efendiler !
Tüm devletler arasında her zaman nam salmış Türk devletlerimiz aynı zamanda kültür bağlamında da ilerleme kaydetmiştir. onlarca medeniyete misafirlik etmiş anadolu da bu medeniyetlerin izi hala kendini göstermektedir. Kültür etkileşimine açık olan Türk devleti son zamanlarda etkileşimin başını çekmiştir. Farklı töre ve kültürlerin etkisi sonucu kendi benliğini yitirmek üzere olmadığını söylemek yanlış olur.hele de 21.yy'da yani Şuan bulunduğumuz devirde bu durum apaçık ortadadır. Türk töresini unutan milletimiz Araplardan arap kültürünü batıdan ilim irfan yerine ahlak kültürünü almıştır. Bu durum neticesinde alim araplar dışında kalan yobaz kesimden etkilenilmiş cehalet kendini göstermiştir. Batı'nın ahlak anlayışını kendine batıcılık adı altında alan kesim, bugün ahlak ve edep unsurlarını hiçe saymış, kendini, insanlığa saygısı olmayan batı'nın kollarına bırakmıştır...
Sanatsız bir toplum düşünülemez !
Türkiye, sanat ve sanatsal faaliyetlerde ne durumda ki acaba ?
Baktığımız zaman bu faaliyetlerde geri kaldığımız söylenemez.Birçok sanatçımız nobel ödüllerine layık görülmüş sanatını icra etmiştir. En son emmy ödüllerinde en iyi oyuncu ödülünü alan oyuncumuz: Haluk bilginerdir. Ülkemize ödül getiren tüm başarılı sanatçıya sonsuz teşekkürler...
Konumuza dönecek olursak;Türkiye'de sanata verilen değer ne durumda ? Bence durum Cokta iyi değil. Çünkü önüne gelen oyuncu, parası olan şahıs klip çıkarmaktadır...Bu da şayet sanata olan önemin yitmesine sebep olacaktır. Birçok şaheser veren değerli ozanlar değerli sanatçılar unutulmakta yerine boş beleş şahıslar gelmektedir.
Sanat okullarından mezun olan birçok öğrencimiz sanatlarını icra edememekte, meslek kaygısından sanatını yapamamaktadır. En kısa zamanda bunun içinde birşeyler yapılması gerekmektedir...
Eğitim bizden başlar suç bizim !
Biz öğrenciler veya öğretmenler olarak hep eğitim sisteminden yakınmıyor muyuz ? Elbette yakınıyoruz, haksızda değiliz...
Ancak suç bence eğitim sisteminin değil bizim. Çünkü biz bu sistemin içindeyiz herşey bizim elimizde. Her bir birey olarak öğrenci olarak en iyi işleri yapsak, eğitimciler olarak en iyi eğitimin yolunu biz çizsek sizcede bu sistemi değiştiremez miyiz ? Değiştirebiliriz neden olmasın...
Türkiye cumhuriyeti ilk kurulduğunda köy enstitüleri ve birçok eğitim kurumu yenilenmiş temiz bir sayfa açılmıştı. Ancak ilerleyen süreçlerde bu eğitim sistemi değiştirilmiş yerini para nerde ise iş orda prensibli eğitim düzeni almıştır...
Kraldan çok kralcı bizim millet !
Evet, heralde bizim en büyük sorunumuz bu olsa gerek. Başkalarının başarılarıyla övünüp kendimizi hiç yerine koymak. Herkes birinin yalakası kimsenin kendisi olmak gibi bi derdi yok. Birisi 2 kitap fazla okusa hemen onu göklere çıkarmak gibi de bir sorunumuz var. Neden siz okumuyorsunuz ? Sorusuna cevapları yok, kıvırmaya başlıyor insanlarımız. Herşeyin kolayına kaçmayı seviyoruz isin açıkçası mesele bu. herkes umutsuzca, bir boşlukta süzülüp gidiyor. Herkes kraldan cok kralcı !
Kalkınma ekonomiyle olur ferit bey !
Evet,arkadaşlar burası cokommeli(!).
Türkiye cumhuriyeti ekonomisine baktığımız zaman cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda yükselişe geçtiği,yeni fabrikalar yeni finansal kaynak sağlayan bankaların kuruldugu bir gerçektir.İlerleyen süreçlerde gerek hükümet değişikliği,gerek iç meseleler ekonomiyi geriye sürüklemiştir.Son 17 yıllık malum parti iktidarında belli bir gelişme göstermişse bile bu gelişiminin yanında üretmeyen türkiye olarak da akla kazınacağı acı bir gerçektir.Dışa bağımlılığı artan bir toplum olarak yine bir tehlike karşısında olduğumuz doğrudur.yalanla yanlışla halkını kandıran ultra başarı gösterdiğini one süren liyakata değilde aile üyeleri ile devlet yönetirlerse olacağıda budur...
Bu konuya en güzel örneği Mustafa kemal Atatürk şöyle açıklar:
Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar; önce haysiyetlerini sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.
Adalet burda sarayların ismi !
Benim gözlemlediğim olaylara göre,Türkiyede hak ve hukuk en cok taviz verilen konulardan birisi olmuştur.Adam vuranların,hırsızlık yapanların,hele de en önemli meselelerden biri olan kadın cinayetlerinin failleri indirilmiş ceza indirimleri vs. diyerek işin içinden çıkarılmaktadır.
Son zamanlarda işlenen birçok faili meçhul cinayetler hukuki süreçlerden geçse bile esas olan adaleti sağlamamaktadır.Caydırıcı cezalar uygulanmadan ciddi işler yapılmadan bu meseleler çözülemeyecek ve bu olayların devamı her zaman gelecektir...
Liyakat yok torpil var dayınız olsun !
Son zamanlarda herkesin dilinde dolanan vahim meselede ne biliyor musunuz ? Torpille bir yerlere gelmek...
Hele de bunu bir çok kurumsal sınavda bulunan birisi olarak söylüyorum ki bu bir gerçek.
Devletin bir cok kurumunda kendinden olmayan vatandaşı kapı dışarı eden kravatlı dayılar kendisinden olan herkesi baş köşeye yerleştiriyor.Bu konuyu çok uzatmayacağım bakan ağabeyiniz,bakan dayınız,bakan amcanız varsa sizde kendinizi kurtardınız demektir.Ancak bilinmelidir ki binlerce insanının hakkını ve emeğini yiyerek bir yerlere gelmek bu dünyada sizlere birşeyler kazandırsada ahirette hesaplarını cok ağır ödeyeceğinizi unutmayınız !
Vatan evlatları hain büyükelçi kral !
Gündemde olan önemli bir meseleden kaynaklı bu konuyuda eklemek istedim.Bu meselenin baş rolü ozan ceyhun...
Ozan ceyhun:1977 de dev-sol örgütü üyesi,aynı zamanda öğrenci yurdunu bombalayan ve ülkücü vatan sever bir evlat olan mustafa erol cinayetinin faili bir isimi.İdam kararı çıkarılınca Almanyaya kaçmış ve orda siyasi faaliyetlerini sürdürmüştür.Ermeniler aleyhine yazılar yazmış Türklerin aleyhinde bulunmuştur.Peki sonra ne mi oldu ?
Uzun yıllar sonra kaçtı geldi.Vatan severlerin hain olduğu bir Türkiyede avusturya büyükelçisi olarak atanmıştır.Kamu oyuna haince duyrulur...!
Fakirin evladı öder bedeli !
Resmi evraklarda yazana göre herkes Türk askeri olarak görev yapabilir.Ancak bugün geldiğimiz noktaya göre fakirin evladı can verir bedelini öder,Zenginin evladı parasını verir vatan borcunu öder...
Yiğit anaların tuz ekmekle büyüttüğü evlatlar bugün ülkenin her köşesinde,hatta yurtdışında can vermektedir.Şehit olan birçok neferin evi kerpiç çatısı delik,gariban anadolu evlatlarıdır.
Biz kimseden birşeyleri zorla yapmasını beklemiyoruz.Ancak hiç olmazsa vatan sevmenin çilesini garibin çektiği yerde edebiyatını o godomannlar yapmasın mesele bu...
Şehit'e şahit vatana bir can !
Belki bilirsiniz belki bilmezseniz.
Terörle mücadele eden birçok ağabeyimizde'de şahit olduk ki bugün yanında oldukları son yolculuklarına uğurladıkları yiğitlerin yanına onlarda al bayraklı tabutla uğurlandı...
Bugün her köşesinde mücadele veren askerlerin polislerin yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen dostlarını birer birer toprağa uğurladığı gerçeği bizi derinden yaralamış ve derinden üzmüştür...
Örneğini vermek gerekirse şayet;
10 kasım 2015'te silopide şehit verdiğimiz hasan aslan ağabeyimizin cenazesinde başından hiç ayrılmayan eniştesi jöh bünyamin dinç ağabeyimizide aynı mevkiye uğurladık.
Vatan sevdalarından yüreklerinde ki görev aşkından analarına,yarlarına,evlatlarına veda eden binlerce,milyonlarca yiğide selam olsun.Allah mekanlarını cennet ruhlarını şad etsin...!
Son mısralarla nokta
Han-ı yağma
Şair:Tevfik fikret
Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır
Huzurunuzda titriyor - şu milletin hayatıdır
Şu milletin ki mustarip, şu milletin ki muhtazır
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin
Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir
Şu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı zi-safa sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin
Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say
Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray
Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin
Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar
Gurur-ı ihtişamı var, sürur-ı intikaamı var
Bu sofra iltifatınızdan işte ab ü tab umar
Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı can-feza sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin
Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malini
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini
Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin
Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak
Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı pür-neva sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin
Yorumlar
Yorum Gönder